C-130 Hercules "Türk Yıldızları" /Italeri
1/48

H.Ufuk Aydıner





 



Çok uzun süredir yapmak istediğim bir modeldi, yaparsın yapamazsın gazıyla Hava Müze Komutanlığı plastik model uçak yarışmasına 3 hafta kala yapmaya karar verdim. Piyasada pek bulunmayan bir kit olan İtaleri 1/48 C-130 şansıma Tahir Efe'den çıktı. Modeli bulup alıncaya kadar geçen 2-3 günlük süreci elimdeki referanslar dahilinde gerekli dekalleri çizmekle ve fii tarihinde aynı kkite sahip olan biri olarak kafamda yapım aşamasını düzenlemekle değerlendirdim. Kitin elime geçmesiyle beraber kafamda oluşturduğum şablon dahilinde olaya giriştim, keza süre 2 haftaya düşmüş ve detaylara takılıp zaman kaybetme, yanlış yöntem izleyip iki defa iş yapma lüksüm kalmamıştı. İlk hamlede gövdenin ön ve arka yarılarını yapıştırıp ana gövdeyi sağ ve sol iki parça halinde yapışacak hale getirdim. Akabinde çelik cetvel, marka bandı ve tritool templateler yardımıyla bütün ana parçaları içeri detaya çevirdim. Bu işlem sonunda gövde 220 ve 400 numara aralığında zımpara yedi ve plastik çöküntüler vs puttylenip son kat zımpara atıldı.

İnce styrenden gövdedeki güçlendirme bantlarını imal edip uçağın içinin yapımına geçtim. yarım günde komple iç aksamı toplayıp gövdeyi kapamaya koyuldum. İç aksamın kendi içinde burulması, haliyle gövdeye oturmaması vesaire derken bir gün kaybettim. Macun kuruma süresiyle ve putty problemlerini minimuma indirmek için kanat gövde birleşimlerine kendi standartlarıma göre oldukça fazla özen gösterdim. Bu sayede macun kullanım alanım kanopi kısmıyla sınırlandı.Ön camın eğiminin yüzeyle uyum göstermemesi küçük çaplı bir heykeltraşlıkla çözümlendikten sonra saydam parçaların tamamını maskeleyip yüzeye Tamiya sprey beyaz astar attım; kendisi sayın Osman özonur'un tavsiyesi olup yarışmaya anca 1 gün kala bu aşamaya gelebilen modelde hayat kurtarıcı rolü üstlendi.

Astar kuruduktan sonra Tamiya parlak beyazı selulozik tinerle inceltip bütün yüzeyleri boyadım. Komple uçak 4 şişe yedikten sonra istediğim sonucu elde etmiş oldum. Birbuçuk saatlik kuruma süresinin ardından yapıştırıcısı masada azaltılmış tamiya bantla kırmızı gelecek yerleri maskeledim. Bu alanlara tamiya mat kırmızı attım keza yarışmaya 1 gün kala parlaktan devam etmem yarışma günü hala ıslak bir boyaya sahip olması anlamına geliyordu modelin. Kırmızı işini de hallettikten sonra kanat üstü yürüme alanlarını boyayıp beyazla açtığım tamiya açık griyi bu alana attım. Son olarak burnunu modelin siyaha boyayıp ana boyamayı bitirdim.. Bir önceki gün Kaan Gök'ün basmış olduğu dekalleri beyaz yüzeylere verniksiz, mat kırmızı yüzeylere de vernik attıktan sonra uyguladım.

Zemin beyaz, saat te cuma itibariyle aksam 6 olduğu için yağlı boya fantezisine girmeyip panelleri smoke'layıp komple modele mat verniği çaktım. Model kururken pervaneleri maskeleyip boyadım, bu işlem tek başına 1 küsür sat sürdü, akabinde tekerlekleri, iniş takımlarını ve envayi çeşit aksesuarları tamamladım. Sabaha karşı 4 sularında bütün bu parçaları takıp antenleri çektim ve son olarak cam maskelerini söktüm.

Herşey tamamdır dediğim an masanın üstüne modeli çevirirken kanada aldığı bir darbe, kanatların, iki kanat boyunca metal boruya rağmen bel verip, dikey stabın önünden kanopiye kadarki hattın çatlamasına yol açtı; yarım saat kadar sakinleşmeyi bekleyip ne yapacağımı düşündüm. Ya uyuyacaktım yada aleti tamir edecektim. Zor olanı seçip modeli tamir etmeye sabah 5 sularında karar verdim. Kalın akışkanlı japonu hat boyunca yarığa doldurduktan sonra iki kanat ucundan iki masa arsına dengede bıraktım modeli, böylelikle gövdeyi yukarıya kastıran kanatlar bu iki yüzeyin doğal olarak preslenmesini sağladı. Jiletle hattın üstünü temizleyip çok ince bir kat macun çektim. Macun kurumaya yakınken bir jilet operasyonu daha yaptım. Kısa süre sonra yüzeyi 1200 numara zımparayla düzeltip hat boyunca ince bir kat gri attım. İlk kullandığım gri karışım olduğu için haliyle attığım ikinci kat tonu tutmadı, bende hatta attığım boyayı bütün gri yürüme alanlarına yama şeklinde uyguladım. Saat 7 itibariyle model bitmiş ve buruna yerleştirdigim ağırlıkların az geldiği gerçeğiyle karşılaşmıştım. Acil olarak 3 tamiya boya kutusu alıp içlerine su doldurdum, kapaklarını kapayıp birleşim noktalarına japon döndüm. Bu 3 kutuyu birbirine yapıştırıp etrafını siyah folyoyla kapadım. pistolede kalan griylede bu konstruksiyona gölge verdikten sonra kutuların altına japon sürüp arka kargo kapağından uçağın önüne doğru salladım, sonuçta kargo uçağıysa içinde ne taşıdığı kendini ilgilendirir :)

Sabah 8 sularında evden çıkıp yarışmaya yetiştim, uçağım da bu çabalarımı En iyi pervaneli Türk uçağına verilen Ruşen sayraç ödülünü kazanarak karşılıksız bırakmadı:)

İyi modeller

Ufuk